İspanyol kökenli anne babadan doğan Louis De Funes, ya da yakınlarının ona seslendiği şekliyle “Fufu” çocukluğunda aktörden çok, bir ressam ya da müzisyen olacağının sinyallerini veriyordu. Gençliğinde ise bir baltaya sap olacağı bile su götürürdü. Aldığı bir yıllık oyunculuk eğitiminin ardından çok sayıda önemsiz işe girip çıktı, daha doğrusu kovuldu. Yeteneğiyle para kazanmaya başladığında hayatı biraz düzene girdi ama bu kez de ülkenin durumu karışıktı. Paris Nazi işgali altındayken o, fuhuş sektörünün önemli merkezlerinden sayılan bir caddede bulunan bir barda caz piyanisti olarak yeteneklerini sergilemeye başladı. Azımsanacak bir yetenek değildi Fufu’nunki, öyle ki o mekanda tanışıp geri kalan 40 yıllık ömründe evli kalacağı ikinci karısı daha ilk dinleyişte aşık olacaktı “bir caz tanrısı gibi piyano çalan” bu genç adama. Bu kadın Jeanne Barthelemy de Maupasant’dı, ünlü yazar Guy de Maupassant’ın torunu. Piyanistlik kariyeri sırasında Fufu’nun ikinci bir yeteneği de iyice kendini göstermişti. Mekanın müşterilerini yalnızca müziğe doyurmuyor, onları mimikleriyle her akşam gülmekten kırıp geçiriyordu. Sinema ile ilgili ise fazla bir beklentisi yoktu. Bu “zayıf, sıska, kel” adama kim rol verecekti ki… Belki de bu yüzden oyunculuğa tiyatro sahnesinde başladı. Bu yeni kariyer onun filmlerde önemsiz de olsa roller bulmasını sağladı. İlk başrolünü oynayacağı güne kadar 80 filmde varile yok arası roller üstlendi De Funes. Ona dünya çapında şöhreti getiren ise Fantomas serisindeki canlandırdığı Komiser Clouse tadındaki Juve ve 6 film süren Jandarma serisindeki başçavuş Ludovic Cruchot tiplemesi oldu. Louis De Funes 1982’de Legion d’honneur nişanlı bir şövalye olarak hayata gözlerini yumduğunda ardında 130’dan fazla film bırakmıştı. AE Film büyük komedyenin 6 filmini iki farklı boxset halinde yayınladı. Daha önce çıkan ilk sette Cimri, Daldaki Otomobil ve Şahane Oyun yer alıyor. Yeni çıkan ikinci sette ise aktörün Kanat, Lahana Çorbası ve Oyunbozan gibi son dönem filmleri var.
Yorum Gönder